Emeklilikte Ayrımcılığın Kaldırılması: Fikret Aslan Kararının Analizi ve Hak Sahipleri İçin Yol Haritası
KHK ile görevden çıkarılan kamu görevlilerinin emekli ikramiyesi hakkına ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin Fikret Aslan kararı detaylı şekilde incelenmiştir. Ayrıca, emekli ikramiyesi talep edecek hak sahipleri için başvuru süreçleri ve izlenmesi gereken yol haritası açıklanmıştır.


Kararın Arka Planı
Başvurucu Fikret Aslan, 1963 doğumlu bir kamu görevlisiyken 22.11.2016 tarihli ve 677 sayılı OHAL KHK’sı uyarınca görevinden çıkarılmış; bunun ardından SGK’ya yaptığı başvuru sonucunda kendisine emekli aylığı bağlanmış ancak hizmet sürelerini birleştirmesine rağmen emekli ikramiyesi ödenmemiştir. İdare ve derece mahkemeleri, 5434 sayılı Kanun’un 89/1 maddesindeki “son defa Emekli Sandığına tabi görevlerde çalışıp emekli olanlara” ilişkin şartları gerekçe göstererek ikramiye talebini reddetmiş; başvurucu ise bu ret işlemi nedeniyle mülkiyet hakkının ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürerek Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştur.
Anayasa Mahkemesi Kararının Özeti
Anayasa Mahkemesi, kamu görevinden çıkarılanların da hizmet sürelerini birleştirmek suretiyle emekli aylığına hak kazandıkları durumda emekli ikramiyesi almalarının engellenmesinin, benzer durumda olan diğer emeklilere kıyasla nesnel ve makul bir temele dayanmadığına hükmetmiştir. Mahkeme, 5434 sayılı Kanun’un 89/1 maddesinin bu şekilde uygulanmasının başvurucunun mülkiyet hakkına ölçüsüz bir müdahale oluşturduğunu ve ayrımcılık yasağını ihlal ettiğini belirterek ihlalin giderilmesi için yeniden yargılama yapılmasına karar vermiştir; böylece başvurucunun emekli ikramiyesinin ödenmesinin yolu açılmıştır.
Mevzuattaki Sorun ve Uygulama
5434 sayılı Kanun’un 89. maddesi, emekli ikramiyesinin ödenebilmesi için görevden ayrılışın kıdem tazminatına hak kazandıran bir şekilde gerçekleşmiş olmasını koşmaktadır. Ancak OHAL KHK’sı ile kamu görevinden çıkarılanlar, mevzuat gereği kıdem tazminatına hak kazanmış sayılmamakta; bu nedenle SGK, ikramiye taleplerini doğrudan kabul etmemektedir.
Bu durum, aynı hizmet süresi ve prim ödemesine sahip iki emekli arasında sadece görevden ayrılış şekline bağlı olarak fark oluşmasına yol açmakta; sonuç olarak KHK ile çıkarılan kişiler diğer emeklilerden farklı muameleye tabi tutulmaktadır.
AYM’nin Değerlendirmesi ve Kararı
Anayasa Mahkemesi, başvuruyu incelerken, başvurucunun kamu görevinden çıkarılmış olmasının, emekli ikramiyesi hakkının reddi için nesnel ve makul bir gerekçe oluşturup oluşturmadığını temel soru olarak değerlendirmiştir. Mahkeme, 5434 sayılı Kanun’un 89. maddesindeki “son defa Emekli Sandığı’na tabi görevlerde çalışıp emekli olanlar” şartının, hizmet süresini tamamlamış ve emekli aylığı bağlanmış kişiler bakımından mutlak bir engel olarak uygulanmasının anayasal haklara aykırı olduğunu vurgulamıştır.
Öncelikle Mahkeme, başvurucunun hizmet sürelerinin birleştirilerek emekli aylığı bağlandığını, ancak ikramiye ödenmediğini dikkate alarak, ayrımcılık yasağının ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini tespit etmiştir. Bu tespit, eşitlik ilkesi kapsamında değerlendirildiğinde, kamu görevinden çıkarılmış olmanın emeklilik ikramiyesi hakkına engel teşkil etmesi için makul bir sebep olmadığını açıkça ortaya koymaktadır.
Mahkeme ayrıca, emeklilik ikramiyesinin ekonomik değeri ve sosyal güvenlik sistemi içindeki önemi bağlamında, bu haktan yoksun bırakmanın başvurucunun mülkiyet hakkına yönelik ölçüsüz bir müdahale olduğunu belirtmiştir. Burada “ölçüsüz müdahale” kavramı, Anayasa’nın 13. maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere yapılacak müdahalelerin kanunla, ölçülü ve meşru amaçlara uygun olması gerektiği ilkesiyle yakından ilgilidir.
Kararda, idari ve yargı merciilerinin uygulamasının, benzer durumdaki diğer emeklilere kıyasla somut bir farklılık yaratması nedeniyle ayrımcı ve orantısız olduğu ifade edilmiştir. Bu yaklaşım, Anayasa’nın eşitlik ilkesinin uygulamadaki hayati önemini bir kez daha vurgulamaktadır.
Sonuç olarak, Mahkeme, başvurucunun hakkının korunması için yeniden yargılama yapılmasına karar vererek, idarenin ve yargının mevcut uygulamasını Anayasa’ya uygun hale getirmesini sağlamıştır. Bu, sadece başvurucuya değil, benzer durumda olan tüm kamu görevlilerine yönelik önemli bir kazanımdır.
Kararın Önemi ve Kapsamı
Bu karar, hukuk sistemimizde emeklilik hakları ve kamu personelinin sosyal güvenlik haklarına ilişkin uygulamada bir dönüm noktasıdır. Kararın taşıdığı temel önem ve kapsam şu şekilde özetlenebilir:
Emsal Niteliği: Karar, özellikle OHAL KHK’sı veya benzeri olağanüstü hukuki düzenlemelerle kamu görevinden çıkarılmış kişilerin emekli ikramiyesi hakkı konusunda yol gösterici emsal teşkil etmektedir. Bu bağlamda, benzer durumda bulunan diğer kamu görevlileri veya emekliler, aynı haktan yararlanma imkanı doğmuştur.
Hizmet Birleştirmesi ve Emeklilik Hakkı: Hizmet birleştirmesi yaparak emekliliğe hak kazanan, ancak ikramiye ödenmeyen kişilerin haklarını talep etmesi için açık bir hukuki zemin oluşturulmuştur. Böylece hizmet sürelerinin tamamlanması esas alınarak, görevden ayrılış şekline dayalı ayrımcılığın önüne geçilmiştir.
Sınırlı Uygulama ve Bireysel Hak Arama: Karar, otomatik olarak tüm ilgililere uygulanmayıp, hak sahiplerinin bireysel başvuru veya dava yoluna gitmesini gerektirmektedir. Yani karar, mevzuatın veya uygulamanın genel kapsamını değiştirmekle birlikte, somut hak elde etmek için yasal süreçlerin işletilmesini şart koşmaktadır. Bu durum, kamu görevlilerinin ve emeklilerin bu karardan yararlanabilmeleri için hukuki danışmanlık ve aktif hak arama mekanizmalarının önemini artırmaktadır.
Sosyal Güvenlik Hukukunda Adalet Vurgusu: Karar, sosyal güvenlik ve emeklilik alanında hakların korunması ve adaletin sağlanması yönünde Anayasa Mahkemesi’nin tutumunu ortaya koymaktadır. Emekli ikramiyesi gibi ekonomik değeri yüksek hakların, keyfi veya hukuka aykırı şekilde kısıtlanmasının önüne geçilmesi gerektiği mesajı verilmiştir.
Bu kapsamda, karar hem bireysel hem de sistematik düzeyde önemli sonuçlar doğurmaktadır. İlgili kamu kurumlarının karar doğrultusunda işlemlerini güncellemesi, mevzuatın uyumlu hale getirilmesi ve hak sahiplerinin bilinçlendirilmesi, kararın pratikte etkili bir şekilde hayata geçirilmesini sağlayacaktır.
TBMM’ye Çağrı Kararlarının Anlamı ve Uygulamadaki Durumu
Anayasa Mahkemesi, bazı bireysel başvurularda ihlalin kaynağının doğrudan kanundan kaynaklandığını tespit ettiğinde, yalnızca başvurucuya giderim sağlamakla yetinmeyip, Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) bir bildirimde bulunabilmektedir. Bu uygulama, öğretide “TBMM’ye çağrı” kararı olarak adlandırılmaktadır. Amaç; Anayasa’ya aykırı olduğu tespit edilen veya mevzuatta boşluk yaratan yapısal sorunların yasama organı tarafından düzeltilmesini sağlamaktır.
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne geçişten sonra AYM’nin bu yöntemi daha sık kullandığı görülmektedir. Ancak pratikte bu kararların etkisi son derece sınırlıdır. TBMM Başkanlığı’na gönderilen bu bildirimler, çoğunlukla TBMM Genel Sekreterliği tarafından AYM’ye iade edilmektedir.
Şu anki durumda ise TBMM’ye çağrı kararları, hukuken önemli olmakla birlikte pratikte etkisiz bir “uyarı” niteliği taşımaktadır. Yani, AYM’nin bu yolla yaptığı bildirimler, yapısal sorunların çözümünü garanti etmemektedir.
Hak Sahipleri İçin Yol Haritası
Fikret Aslan kararı, benzer durumda olan birçok kamu görevlisi ve emekli için önemli bir umut kapısı açmıştır. Ancak, bu hakların fiilen kullanılması için bazı adımların dikkatle takip edilmesi gerekir. Aşağıda, emekli ikramiyesi talebinde bulunacak hak sahipleri için önerilen yol haritası yer almaktadır:
1. Mevcut Durumun Tespiti
Başvuru sahibi öncelikle SGK’daki kayıtlarını ve emeklilik işlemlerini kontrol ederek durumunu netleştirmelidir. Özellikle, hizmet sürelerinin birleştirilip birleştirilmediği ve emekli aylığının bağlandığı hususları SGK sisteminden takip edilmelidir. Bu bilgiler, başvurunun dayanağını oluşturur ve ilerleyen süreçte hak talebinin değerlendirilmesinde temel teşkil eder.
2. SGK’ya Başvuru Yapılması
Emekli ikramiyesi talebinizi resmi olarak iletmek için Sosyal Güvenlik Kurumu’na yazılı başvuru yapılması gerekmektedir. Bu başvuruda, Anayasa Mahkemesi’nin 25/02/2025 tarihli ve 2019/41241 sayılı Fikret Aslan kararı mutlaka belirtilmeli ve kararın gereğinin yerine getirilmesi talep edilmelidir
3. Başvurunun Takibi ve İdari İşlemler
Dilekçe SGK’ya yazılı olarak teslim edilmeli ve teslim alındısının belgelendirilmesi sağlanmalıdır. SGK’nın cevabı beklenirken, süre içinde herhangi bir işlem yapılmadığı veya ret cevabı geldiği takdirde hukuki süreç başlatılabilir.
4. Hukuki Yollara Başvuru
Emekli ikramiyesi talebinizin SGK tarafından reddedilmesi veya başvurunuza cevap verilmemesi halinde, bu işlemin hukuka aykırılığı nedeniyle iptal davası açılması gerekir. İptal davası, idari işlemin iptali amacıyla idare mahkemesine yöneltilir.
Başvurunuzun reddi ya da cevap verilmemesi halinde, ilgili idari işlem oluşmuş sayılır ve bu işleme karşı yasal yollara başvurarak hakkınızı aramanız mümkündür. Dava açma süresi ve usulü açısından hukuki destek almanız sürecin doğru yürütülmesi açısından önem taşır.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1. KHK ile ihraç edilenler emekli ikramiyesi alabilir mi?
Anayasa Mahkemesi’nin 25/02/2025 tarihli Fikret Aslan kararıyla, OHAL KHK’sı ile kamu görevinden çıkarılanların da hizmet sürelerini birleştirerek emekli aylığı almaları halinde emekli ikramiyesi talep edebilecekleri netleşmiştir. Ancak bu hak otomatik olarak verilmez; hak sahibi olmak için SGK’ya başvuru yapmanız veya dava açmanız gerekebilir.
2. Emekli ikramiyesi almak için hangi şartlar gereklidir?
Emekli ikramiyesi alabilmek için, ilgili kanunlarda belirtilen hizmet sürelerinin tamamlanmış olması ve emekli aylığı bağlanmış olması gerekir. Son defa Emekli Sandığı’na tabi görevde çalışmış olmak da eskiden aranan şartlar arasındaydı, ancak AYM kararıyla bu şart KHK ile ihraç edilenler için uygulanamaz hale gelmiştir.
3. Fikret Aslan kararı EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanları) kapsar mı?
Hayır, bu karar EYT kapsamındaki kişileri doğrudan kapsamaz. EYT’liler, prim ve hizmet süresini tamamlamış ancak yaş şartını yerine getiremedikleri için emekli olamayanlardır. Fikret Aslan kararı ise, görevden çıkarılan ve hizmet sürelerini birleştirip emeklilik hakkı kazanmış kişilere emekli ikramiyesi hakkı tanımaktadır.
4. Emekli ikramiyesi talebi için SGK’ya nasıl başvurulur?
SGK’ya yazılı dilekçe ile başvurmanız gerekir. Dilekçede kişisel bilgileriniz, emekli olduğunuz tarih, hizmet sürelerinin birleştirildiğine dair belgeler ve Anayasa Mahkemesi’nin Fikret Aslan kararına atıf yaparak ikramiye talebinde bulunduğunuzu belirtmelisiniz. Dilekçenizi kayıtlı gönderim veya elden teslim ile yapıp teslim alındısını almanız önemlidir.
5. SGK başvurusu reddedilirse ne yapılmalı?
Başvurunuz reddedilirse veya cevap alamazsanız, idari yargıya başvurarak dava açabilirsiniz. Bu süreçte AYM kararını delil ve hukuki dayanak olarak kullanabilirsiniz. Hukuki destek almanız haklarınızı korumanız açısından faydalı olacaktır.
6. KHK ile ihraç edilenler otomatik olarak emekli ikramiyesi alacak mı?
Hayır, emekli ikramiyesi otomatik olarak verilmez. Hak sahibi kişiler, başvuru yapmalı veya mahkeme yoluna başvurmalıdır. Bu karar, herkes için otomatik bir düzenleme değil, bireysel hak arama yolu açan önemli bir emsal karardır.
7.Daha önce bir dava açmadım, yine de emekli ikramiyesi alabilir miyim?
Daha önce dava açmamış olmanız emekli ikramiyesi almanıza engel değildir. Anayasa Mahkemesi’nin kararına dayanarak, hizmet sürelerinizi birleştirip emekliliğe hak kazandıysanız, SGK’ya yazılı başvuru yapabilir ve talebinizi iletebilirsiniz. SGK başvurunuzu reddeder veya cevap vermezse, iptal davası açarak hakkınızı arayabilirsiniz. Dolayısıyla, geçmişte dava açmamış olmanız, bu hakkı kullanmanızı engellemez; süreç hakkında bilgi sahibi olup yasal yolları takip etmek önemlidir.
Adres
Halkapınar mah. 1203 Sk No:13 Onuk Plaza K:8 Ofis:805 Konak/İzmir
İletişim
+90 (546) 232 72 18 - +90 (555) 892 91 07
aydinemekhukuk@gmail.com